Bugün anladım ki insanlar
zorlanıyor...Yaşadıkları hayatın ağırlığıya öylesine eziliyorlar ki,tek
umurlarında olan başkalarını da aynı çukurda görmenin vereceği huzur...Halbuki
hepimiz aynı çukurdayız işte ama bazılarımız yıldızlara
bakıyor...Çabalıyor..Güzelleştiriyor elinin dokunduğu her şeyi..
Huzur katıyor,neşeyle
aydınlatıyor...
Keşke insanlar sevmeyi
gerçekten becerebilse...İyiyi,güzeli ,derinliği olan her şeyi..Neden severek
çoğalmak varken,hasetle azalıyoruz...
Makinalaşmaya başlıyor
duygular,zihinler yapaylaşıyor...Materyalist insanlar olduk çıktık..Prestij
peşinde koşarken yıktıklarımız,kaçırdıklarımız öylece sonsuzlukta kayboluyor ...Geri
dönüşüm kutusu olmayan hayatlarımızda yeri geliyor kim olduğumuzdan vazgeçiyoruz.
Bir yerde okudum
geçenlerde;Köpekler kemik sever mi diye sormuş yazar...Hepimizin aklına evet
geliyor öyle değil mi? Hemen ardından öyle vurucu bir örnekle işaret etmiş ki
hayatlarımızı.. “Hayır köpekler kemik sevmezler,köpekler et severler ama kemiğe
razı olurlar.Siz hayatınız da nelere razı oluyorsunuz?”
Biz yaşadıklarımıza razı
olmayı öğrendik..Hakettiklerimizi hak görmemeyi öğrendik..Savaşmaktan,çabalamaktan
kaçar,başarıya ulaşmanın lezzetinden korkar olduk. Kazanç-kayıp tablosuna mutabık
kalmaktan ibaret oldu hayatlarımız...Kaybetmekten öylesine korkar olduk ki
yerimizde saymayı kar sayıyoruz artık..Ne acayip...Fırtınada dalgalarla savaşıp
gemiyi limana yanaştırmanın muhteşem hazzı varken,evde oturup yağmura kafamızı
çıkaramamak çok acı...
Herkesin elbet hayali
var.Nadir olan insanın o hayalin onu nereye götüreceği belli olmadan takip edecek cesarete sahip olması...Bir
İngiliz atasözünde der ki “ Sakin bir deniz hiç bir zaman usta bir denizci
yaratmadı” ...Yaratmaz,
yaratmayacak..Maharet sınırlarımızı zorlamakta...En iyisini istemekte kendimiz
için,başkaları için...Çünkü her zaman bir seçenek daha var...Alternatif maliyet ekonomisi zamanı
değil zaman...Ömür bunları başardım,bunlar için çabaladım,bu kadar çok şey
öğrendim,bu kadar mutlu oldum,bu kadar mutlu ettim diyebilmekle anlam
kazanıyor...İyi bir şeyler yapmak için sıradışı şartlara gerek yok,sıradan durumları
peri masalına çevirmek gerçek mutluluk...
Pes etmeden,sevgiyle,inançla
çabalamak, inançla çoğalmak...Düşsekte yine kalkmak,yine inanmak... çünkü
topallasakta bu hala yürüyebiliyoruz demektir...
Ve son olarak Wayne Dyer der
ki; Peşinden şimdi git..Çünkü gelecek kimse için söz verilmedi..
Çok geç olmadan...
Peray ÖZDİL 21.02.2013