21 Şubat 2013 Perşembe

Sözün özü


Bugün anladım ki insanlar zorlanıyor...Yaşadıkları hayatın ağırlığıya öylesine eziliyorlar ki,tek umurlarında olan başkalarını da aynı çukurda görmenin vereceği huzur...Halbuki hepimiz aynı çukurdayız işte ama bazılarımız yıldızlara bakıyor...Çabalıyor..Güzelleştiriyor elinin dokunduğu her şeyi..

Huzur katıyor,neşeyle aydınlatıyor...

Keşke insanlar sevmeyi gerçekten becerebilse...İyiyi,güzeli ,derinliği olan her şeyi..Neden severek çoğalmak varken,hasetle azalıyoruz...

Makinalaşmaya başlıyor duygular,zihinler yapaylaşıyor...Materyalist insanlar olduk çıktık..Prestij peşinde koşarken yıktıklarımız,kaçırdıklarımız öylece sonsuzlukta kayboluyor ...Geri dönüşüm kutusu olmayan hayatlarımızda yeri geliyor kim olduğumuzdan  vazgeçiyoruz.

 
Bir yerde okudum geçenlerde;Köpekler kemik sever mi diye sormuş yazar...Hepimizin aklına evet geliyor öyle değil mi? Hemen ardından öyle vurucu bir örnekle işaret etmiş ki hayatlarımızı.. “Hayır köpekler kemik sevmezler,köpekler et severler ama kemiğe razı olurlar.Siz hayatınız da nelere razı oluyorsunuz?”

Biz yaşadıklarımıza razı olmayı öğrendik..Hakettiklerimizi hak görmemeyi öğrendik..Savaşmaktan,çabalamaktan kaçar,başarıya ulaşmanın lezzetinden korkar olduk. Kazanç-kayıp tablosuna mutabık kalmaktan ibaret oldu hayatlarımız...Kaybetmekten öylesine korkar olduk ki yerimizde saymayı kar sayıyoruz artık..Ne acayip...Fırtınada dalgalarla savaşıp gemiyi limana yanaştırmanın muhteşem hazzı varken,evde oturup yağmura kafamızı çıkaramamak çok acı...

 
Herkesin elbet hayali var.Nadir olan insanın o hayalin onu nereye götüreceği belli olmadan  takip edecek cesarete sahip olması...Bir İngiliz atasözünde der ki “ Sakin bir deniz hiç bir zaman usta bir denizci yaratmadı”  ...Yaratmaz, yaratmayacak..Maharet sınırlarımızı zorlamakta...En iyisini istemekte kendimiz için,başkaları için...Çünkü her zaman bir seçenek daha  var...Alternatif maliyet ekonomisi zamanı değil zaman...Ömür bunları başardım,bunlar için çabaladım,bu kadar çok şey öğrendim,bu kadar mutlu oldum,bu kadar mutlu ettim diyebilmekle anlam kazanıyor...İyi bir şeyler yapmak için sıradışı şartlara gerek yok,sıradan durumları peri masalına çevirmek gerçek mutluluk...

 
Pes etmeden,sevgiyle,inançla çabalamak, inançla çoğalmak...Düşsekte yine kalkmak,yine inanmak... çünkü topallasakta bu hala yürüyebiliyoruz demektir...

 
Ve son olarak Wayne Dyer der ki; Peşinden şimdi git..Çünkü gelecek kimse için söz verilmedi..

 
Çok geç olmadan...

 
Peray ÖZDİL 21.02.2013