27 Mayıs 2011 Cuma

Tanımadan henüz aşık olmaya kalkmıştım. Sonra durum beklenmeyecek kadar olağan üstü gelişti. Kabul ediyorum, hazırlıksız yakalandım. Başladıktan sonrada kendimi hazırlayamazdım, yaşanan yaşanmış, aslında gerçekten olmayan şeyler yoktan var edilmişti.

Bazen güldü diye çok sevindim, bazen konuştuk diye. Bazen varlığını bilmek bile yetti. Ama, o zaman da biliyordum bu zaman diliminde bildiklerimi. Sakladım sadece: kendimden. Böyle olsun istemezdim, gerçekten...

Bazen bu hallerim canımın sıkıntısından kaynaklanıyor sandım, saracak birşeylerimin olamamasından yada asla sahip olamayacağım şeylere olan tutkumdan ya da gerçekten aşkımdan. Tutku, özlem değildi bu bence yada herneyse değildi işte.
Şimdi kimse gerçekten vazgeçtiğime inanmıyor. Ama geçtim içte . Olmadığından değil, olmaması umrumda bile değildi zira dedim ya zaten olamayacağı belliydi. Vazgeçiş bu kez benim istediğimdi. Böyle olsun istedim, gerisinin de önemi yoktu zaten.

Biliyorum biraz içten pazarlıklı olabilseydim, yalancı olabilseydim yada hala çocuk olamasaydım ben kazanabilirdim. Sadece bir kaç gecelik ! Şimdi kaybım sadece hayal kırıklığı ...

Tanımadığınız birisini hayal edersiniz önce. Sarışın olur, kumral olur yada esmer her neyse. Bir kıyafet diker içerisine oturtursunuz. Mimikleri vardır, gözleri ve elleri ... Siz tanısanızda tanıyabilme ihtimaliniz de olsa bazen tanımaktan, tanıyabilmekten kaçarsınız. Çünkü bilirsiniz, bilirsiniz ki hayaller mükemmeldirler. Oysa kimse mükemmel değildir.

Üzerinden zaman geçtiği va aklımda artık bir çok şey gerçekten bittiği için bu kadar açık bu kadar rahat konuşabiliyorum. Ayrılık sonrası da böyle olsun isterdim bazı şeyler ama olamadı malesef. Benim açımdan en azından.

 Gidiyorum deyip de gidememek değil bu kez, gerçekten gitmek için.

’ hayatınızda gerçekten yer etmiş insanları dinleyip, anlamaya çalışmalısınız. Zira gidişleri bazen gerçekten üzücü olabilir ’

İyi dileklerim seninle.
Hoşçakal.
Aynan olmalıyım...
Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi...Hem sakınmadan, mertçe...
Hani bilirsin, esirgemem lâfımı,Ne sekil gelirse, öylece...
Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama,Seni de dupduru isterim karsımda...

Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden!Arkamdan şikayetlenme!
Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme!
Lâf değil, icraat beklerim senden!

Öyle bak ki, hislerini görebileyim...
Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim...

Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı!
Dil dönerken söylenmeli her şey...Kulak duyarken anlatılmalı...
Göz bakarken bakmalıyım sana... 
Can sağ iken sarılmalı...Keskelere meydan vermemeli hayatım,
Pişmanlıklarla yoğrulmamalı....
Hayır!
Dirime selâm vermeyen,Ölüme de fazla yaklaşmasın!
Ölmemi bekleme!Haklıysam, yasarken savun beni!
Yasarken yanımda ol!
İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan!
Ve inanmamışsan, sakın rol yapma!

Her söylediğimi onaylaman sart değil...
Her yaptığımı beğenmen de gerekmez...
Rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma!
Yadırgayabilirsin beni
Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma...

Kandırmanı aslâ kabul edemem!
Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama beni, bana sormadan yargılama!
Her yediğimiz aynı olmaz belki,Her dakikamız birlikte geçmez...
Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de,Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım...
Belki her çağırdığında gelemem fakat,

Derdine ortak ararsan, koşarım...
Ben de herkes gibi insanım elbet,

Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok!
Senin isin bu değil!
Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında...
Küçümsemeden, küfretmeden,Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma...
Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım,
ama...
Yorulduğum zamanlarda,
Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına..

.Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim
Ve bir deli kadar art niyetsiz...Uğruna seve seve hesabı şaşırırım...
Görmezden gelebilirim yanlışlarını...
Başkaları enayilik sayabilir,

Başkaları akılsızlığıma yorabilir,
Bunları dert bile etmem, ama,

Sen, aslında aptal olmadığımı,Her an, tekrar tekrar hatırla!
Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma!

Seviyorsan, cimrilik etme, söyle!
Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum!
Neyse, o olmalı insan...Kendisi olmaktan korkmamalı!
Kendisi olmaktan kaçmamalı!

Bil ki, sensin diye seni bırakmam ama,
Ben olduğum için bırakırsan beni,Yas da tutmam arkandan!
Bedel mi?
Ödemeyeceksen çıkma yola
İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin..

.Kendince küser barışır, kendi kendini yersin!
Mevsimince yağ...Kışsan kar ol, güzsen yağmur...
Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem,

Senden, ille de bahar olmanı beklemem ama,
Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma...

Belki de çok geldi bunca talep...
Bana karsı hiçbir mecburiyetin yok, korkma...
Sana fazla geldiğim ilk anda,

Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin...
Geçip gidebilirsin,borçluluk hissetmeden...

Mutlaka bir açıklama da beklemem senden ama, Dost musun? Öyleyse canın canımdır.(Gerçek Dostlara)
Gitmeye davranırsam bir gün,

Sen de karsımda set olma!
Varmısın?

Öyleyse, canın canımdır,Yoluna bas koymaya hazırım ya,
Basını da yollarımda isterim, unutma!!!!!!!

GÜLÜŞLERİNİZ GÖZLERİNİZE IŞIK OLSUN.

hayır!


Canımı çok yakan şeyler olur; ama yine de susarım.
Buna izin de veririm aslında. Salaklığımdan mı?
Hayır!

Ben kimseye "git !" demem, diyemem.
...O kişi vazgeçilmez olduğundan mı?
Hayır!

Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki,
Her gün yaptıklarına utansın diye.
"Ama bir gün öyle bir giderim ki,
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz.."


sunay akın.
Bence sen de şimdi herkes gibisin