26 Temmuz 2011 Salı

Bukowski'den Hayatıma....

  • Üzülme evlat, Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki.

  • Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terket.

  • Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren! -Çünkü en çok ona ihtiyacın olacak...

  • İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini önemsemeyerek, ömrünü uzatabilirsin mesela.

  • Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin.

  • utlu bir yalnızlık, mutsuz bir beraberlikten iyidir dostlarım.

  • İnsanlar yorgun, Hayat tarafından cezalandırılmış, Ya sevgiyle ya da sevgisizlikle Sakatlanmış.

  • Suçum var mı ? Tabi ki var. Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam.

  • Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız; ikinciyi seçin. Çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı.

  • Mutlu insanlar; Herşeyin en iyisine sahip olanlar değil, Sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir .

  • Onun sana tüm yaptıklarına rağmen affedebilirsin; Zor olan onu affettiğin için kendini affedebilmektir.

  • Herkes herkesi aynı sevemez dostlarım.. Kimileri gururunun yettiği kadar sever, Kimileri de ömrünün yettiği kadar.

  • Tabi ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince tanımıyorsanız.

  • Bazen hepimiz bir filme hapsolmuşuz hissine kapılıyorum... Repliklerimizi biliyoruz, nereye doğru yürüyeceğimizi biliyoruz, nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece kamera yok... Yine de çıkamıyoruz filmin içinden! Ve film kötü.

  • .

  • Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem.Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.

  • Kader tanrıçasının zalim olduğu ve sonunda hepimizin posasını çıkaracağı doğru; ama sıkı, ölümsüz bir kaybedenden daha yıldırıcı hiçbir şey yoktur. İşin sırrı şunda yatıyor; herkes kaybedebilir, kaybetmek yeteneklerin en kolayıdır.
  • 22 Temmuz 2011 Cuma

    Zümrüdüanka da bir ben...

    Bu şehirde  gerçeklikler yok..
    Benimse aidiyetim sadece sevdiklerim..
    Huzur bellediklerim...
    Aşka uzaksın bu sehirde,
    Entegretif sahteliğin içinde,
    Tek hevesin nefes almak..

    Yıpranmışlıklar,tüketilmişlikler var bu şehirde,
    Benımse el değmemiş doğrularım...
    Korkular var bu şehirde,
    Parmak ucuyla gösterilememenin korkuları,
    Gösterilene ulaşamamanın yegane pişmanlıkları...
    Cinayetler var bu şehirde,
    Tüm mutlulukların canına kasten..

    Şimdi ise bir başka bakıyorum kızılca süslenmiş idamlıklara,
    Gözlerde kaybolmaya bırakılan bir parıltı savrulur oradan oraya...
    Reddedilen kıyametin dizginlerine gem vururcasına koşarken ben,
    Baktığım kıyıda küllenir ankalara duyulan tarihi özlem..


    Artık,
    Benimde masum sonsuzluğum kapının eşiğinde;
    bir hoşgeldine tutsak..
    Olabildiğine göz kırpıyor yalnızlıklara...


    Peray

    18 Temmuz 2011 Pazartesi

    Yeni doğan gün'e hitaben..

    Gerçekten anlayabilir misiniz her şeyi?
    Suçlarken mi kolaydır insana sözgörümlükleri,
    yoksa anlamaya çalışırken mi yıpranışların bucaksız bedellerini..
    Ne kadar iyi olursan ol,
    Bir kötü gözün bakışında saklıdır ihanet...
    Ne engel olabilirsin..
    Ne de sebep..

    Sevmek istemeni anlamayışlarındadır kalp pazarlıkları..
    Korkmaya korkarsın..
    Bilirsin ki en acı sonlara başlangıç olur yüreğini açışın..
    Kaçmaya yer bulamazsın,
    Söylemeye söz...

    İnadınadır saatin tiktakları,
    İnadınadır kıyıya vuran dalgalar..
    Nereye çevirirsen kafanı kaçmak uğruna,
    Orada paylaşırsın yine aynı gökyüzünü parıldayan yıldızlarla..

    Vazgeçemeyişinde gizlidir sevginin basiretsiz derinliği;
    Yine de inkar edersin ya müzmin yanlızlığına hitaben..
    Olmaz...
    Ne bir çift donuk göz,
    ne de bir kalleşlik yıkar duvarlarını..
    Çünkü bilirsin ki o duvarların içinde ektiğin tohumlar,
    Gün gelecek sadece senin için,sana dair
     verecek meyvalarını....


    Peray ÖZDİL 18.07.2011

    15 Temmuz 2011 Cuma

    Anlamıyorum hikayem..

    Tuhaf... Bu, benden vazgeçtiğini anladığım ilk sabah. Anlamıyorum... Neden diğer sabahlar gibi normal? Neden ağlamıyorum hala? Neden hissedemiyorum yüreğini..?

    Anlamıyorum... Vazgeçmenin bir sebebi olmalı! Asil misin yoksa adi mi? Kendi geçmişinin metresi mi olacaksın yine, yoksa yeni gönüllere mi açacaksın ruhunu? Hikayemizi hiçe saymanın bir nedeni olmalı! Bana burayı ve bundan sonraki bütün melodileri yasaklamanın çok önemli bir sebebi olmalı!!

    Herkes gibi olmadığını kanıtlaman için bir gerekçen olmalı... Anlamıyorum! Cesaretin mi yok, yoksa korkularının başladığı yerde ben mi bitiyorum? 1+1=ikimizken, sen neden 2-1=yalnızlığı seçiyorsun? Yoksa kendine çok daha büyük sayılar mı buldun toplanmak için, bölünüp küçüleceğini hesap etmeden..?

    Anlamıyorum... Yokluğumdan vazgeçtiğini dile getirmek çok mu güç senin için? Sevgini, varlığını,ve hayallerini kullandım demek bu kadar mı zor!?

    ...Ve sen! Anlamıyorsun! Zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben. Kelimelerim tuğla tuğla... Defalarca söylememe rağmen anlamıyorsun! Seni en çok ben severim, senden en çok ben nefret ederim! ...Ve anlamıyorsun! Ben gecelere demir atmışken sen uyuyabiliyorsan bunun adı aşk değildir artık.

    Anlamıyorum... Ben o isyankar kız, bakakaldım ardından. Kaçırdığın her şey için pişmanlık duyarsan, pişmanlık duyduğun hiç bir şey için sana acımam!

    Şimdi anla... Artık beni görmek istersen yapacağın tek şey hayal kurmak. Çünkü ben; susmaların en çok yakıştığı anda, bilinmedik bir akşamüstü, gidiyorum! Biliyorum... Hiç bir aşk kapıdan çıkmalarla bitmiyor. Ama sen de bil ki, sevginin yalan olduğunun en büyük kanıtı şu an ki yalnızlığım!

    N''olur anla... Tanrı Dedi ki: ''''Sen, Daima Geri Almayı Bildin Sevdiklerini... Sadece Öldürmek İçin!'''' Bu yüzden lütfen gelme.

    Sadece bil ki; her nerede, ne halt ediyorsan gitmekle bitmiyor aşk. Yanlış anlama beni. Ağlamaklı Cümleler Kurmuyorum! Sadece Sözlerime Toz Kaçtı...

    Böyle Gitmemeliydim...

    Böyle gitmemeliydim, biliyorum... Hayat denilen bu savaşta uğruna kaybetmek bile keyifliydi. Canım acıdıkça adını haykırmak, adını haykırdıkça sana tutunmak, sana tutundukça benden kaçman bile güzeldi. Hayallerden gerçeğe dönüp baktığımda, elimde bir hikaye ve hiç var olmamış bir melodi vardı. Olsun... Bu da güzeldi.

    Böyle gitmemeliydim, biliyorum... Belki de gözlerim daha çok ıslanmalı, kalbim daha fazla kanamalıydı. Olmadı... Yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın teminatı olamadı. İçimizde sevgi hep vardı ama ya çok eksikti, ya da çok fazla. Birimiz diğerinden daha yürekliydi... Sen ya da ben ne fark eder? Canım çok yandı! Olsun... Bu da güzeldi.

    Böyle gitmemeliydim, biliyorum... Yine de yol gidene yakışmalıydı ve bana yakışan yol, senin yolunun üzerinde değildi. Belki bir kaç sokak ilerideydi, köşe başında buluşulabilirdi ama içimizden biri o köşeye asla gelmedi. Olsun... Bu da güzeldi.

    Böyle gitmemeliydim, biliyorum... Gün batımı kadar sakin bir gidişi kendime hiç yakıştıramıyordum. Bir kaç hüzünlü şarkı söyleyeceğimi tahmin ediyordum sadece. Senin ise bu durumu umursamayacağını sanıyordum. Ağlamazsın diye ümit ediyordum. Olsun... Bu da güzeldi.

    Böyle gitmemeliydim, biliyorum... Seni, en az kendim kadar yalnız bırakıyorum. İkimizden biri mutlu olmayı gerçekten hak ediyor. Sen ya da ben! Yok yok... Bu defa fark eder. Olsun... Bu da güzeldi.