18 Ocak 2013 Cuma

Karanlık

Sen deyince aklıma öyle çok şey geliyor ki...
Zamansızlığın,
Amansızlığın..
Dermansızlığın...

 Sana inanmak mı kolaydı ,ben mi kolay olanı seçtim bilmiyorum.En başında yoluma tuttuğun ışık şimdilerde karanlığa gömüyor beni. Usul usul dağılıyor bulutları gönlümün.Usul usul terkediyorlar beni...

Düşünüyorum da sen, sen hiç olmadınki aslında..
Uçurumun kenarına geldiğimde elimden tutmak değildi ki marifet,
O uçurumun kenarına hiç yaklaştırmamaktaydı asıl mesele.

 
Yaşanan her acı da izlerin dolaşırken,kızgınlığına inat değiştirdin gözyaşlarımı..
Yok ettin,
Yokluğunla yokluktan var ettin.
Varlığına imtihanlıyken ben,
Yokluğunla sınadın karış karış tüm duaları.

 
Ben korktum,çok korktum..
Kaybetmekten değil,
Vazgeçmekten ...

Gitme vakti geldi...
Bu şehirden,kendimden ,tüm uçurumlardan...
Artık istesende yetişemez ellerin..
Artık istesende durmaz sonun başlangıcı...

 Bilseydin ne değişirdi,
Değişen rüzgarının yönü olurdu tüm fırtınalara rota olan...
Değişen gözlerim olurdu,
Değişen sözlerim...

 Hoşçakal bile demeden gideceğim,
Sessiz sessiz,
Yavaş adımlarla,
Sindire sindire...

Küçük kız sallarken ellerini ,
Son adımında uçurumlara inat ,
Bu sefer sadece sakla gözyaşlarımı...

Tutma, tutma ki gideyim.
Hiç tutamadığın ellerimi değil,
Sana ait gözyaşlarımı bırak...

 
Bırak ki bu sefer gerçekten gideyim...
 
Peray ÖZDİL  10.01.2013