13 Mart 2012 Salı

Diyorlar & Fellanzo

Çok özledim çocukluğumda düştüğüm yerleri,
Öperken sakalları yüzüme batardı babamın
Şikâyet ederdim:
‘Baba kessene şu sakalarını!’ derdim.
Gülümserdi.
Bir daha öperdi, bir daha batardı sakalları.
Ben yine şikâyet ederdim.


Koşardım durmadan taşlı yollarda,
Düşerdim.
Dizlerimin yarası geçmezdi.
Babam kaldırırdı beni düştüğüm yerden.
Yarama üflerdi.
Bir de bakardım ki geçmiş yaram,
Ne güzeldi.


Hiç unutmam yıllar önce  bir araba istemiştim.
Annem almak istememişti her istediğimi yapıp, şımartmamak için.
Her şeyin farkındaydım o zaman da,
Ama babam aldı bana o arabayı
Ben şımarmadım.


Ayrı düştüğümüz günden beri
her şeyi özledim
O arabayı da…
Hatta şimdi araba kullanırken  o günlere dönme hayaliyle,
‘Ne kadar büyümüşüm baba bak!’ derim içimden.
Sonra ağlarım,
Çocukluğumun taşlı yollarında düştüğüm gibi.


‘Baba duy beni!
O zaman sen kaldırıyordun düştüğüm yerden beni.
Peki ya şimdi?
Kim kaldıracak düştüğüm yerden beni?
Kim üfleyecek yarama?



Seni çok özledim ben!


Babam!
En çok gülümsemeni özledim.
Bir de, yanaklarıma sakallarının batmasını.
Ama en çok gülümsemeni…
Bu yüzden şu an tanıdık her çehrede senin gülümsemeni arıyorum.
Bir tane buldum bile.
Sana kim olduğunu içimden söylüyorum
Senin gülüşünün sıcaklığını veriyor o gülüş de bana.
İkimizin sırrı olsun bu, olur mu?

Artık hem seni anlıyorum da
Çünkü,
Senin o zaman içinden gizlice ettiğin duaları,
Ben şimdi ediyorum.
Ağladığın gibi ağlıyorum.
Güldüğün gibi gülmeye çalışıyorum.
Seni çok özlüyorum
Çok özlüyorum!’


Ama sen benim babamsın!
Öpme başka çocukları
Öpme baba,
Kıskanırım!
Her yanına gelişimde o yanakları doya doya öpmek için,
Sana layık olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Söz veriyorum sana baba,
SÖZ…

Hiç yorum yok: