27 Aralık 2011 Salı

Bedelini Yüreğimle Ödediğim En Masum Günahındım


 “ Varlığın acı veriyor olsaydı bana;
Seni ölümüne sevmez,
Gelmeyeceğini bile seni beklemezdim hala.
Ben sensizlikte bile "seni yaşıyorum”

 Mevsim, sonbahara akarken ben de sana geliyorum. Elimde yokluğun yüreğimde suskunluğunla sana geliyorum .Soğuk bir Aralık gecesi kentin yorgun kaldırımlarında tanıdık kelimeler arıyorum sana dair. Sana dair tek bir kelime yeterdi bana.
 Sana gelirken toprak yağmur kokuyordu sokaklar ise yalnızlık... Bir yanım uçurum, bir yanım sensizlik ama her şeye inattı sana gelişim… Hava puslu, etraf ise sensizlik .. Dikenlere aldırmadan yalınayak yürüdüm gecenin dar sokaklarında. Yüreğimle ezdim tüm engelleri, ayaklarımla öptüm yollarındaki ikiyüzlü dikenleri. Her şeye inat sana geldim bir elimde mevsimlerin koynundan çaldığım soğuk rüzgar ile .. Bir ömür uzaktan sana geliyordum ,bir elimde bir avuç gülüş karakışlarda güneş bil diye …bir elimde bir yudum umut ,zifiri karanlıklarda aydınlığa sımsıkı tutun diye..

Unutmadan; gittin diye meteliksiz bir intiharın ayakuçlarına boynunu büken bir kukla olmadım hiçbir zaman. Gittiğin gün kansız ve acımasız bir ihtilalin demir kelepçeli zamanlarından kaçıp sen diye ipsiz uçurumlara sığındım. Yokluğunda kimi zaman bir çocuk gibi koynunda ağladım,  kimi zaman kirpiklerinden ıslak yağmurlara kaçtım. Sensizlikte her gece arsız fırtınalarına göğüs gerdim ve yangınları sen diye koynuma alıp yüreğimde közledim yalnızlığının ıslak çığlıklarını… Evet gittiğin gün sen kokan kelimelerim çıplak kaldı dudaklarımda. Yüreğim gözyaşına asılı kaldı gözkapaklarımda. Ama hiçbir zaman boynumu bükmedim yokluğuna.. Pes etmedim ,sensizlikte kıyılarıma vuran hasret dalgalarına. Direndim, savaştım yalnızlığınla. Kan revan içinde kalsam da, bilmediğim fırtınalarda sensiz savaşsam da ben hiçbir zaman “ yalnızlığına “...

Gittiğin günden beri tek bir kelime konuşmadık seninle. Giderken seninle gitti taze baharlarım. Yetim kaldım mevsimlerin koynunda. Gözlerindeki sıcaklığı aradım güneşin sınırsız coğrafyasında. Ama bulamadım işte.. Yüreğimin derinliklerinde  kaybetmiştim seni. Aldığım nefeste, hayata bıraktığım her gülüşte seni aradım. Bulamadım işte. Ucube binaların nemli duvarlarına dayanıp sana ağladım. Dudaklarımı kapatıp kelimelerimle yalnızlığına ağladım. Ama hiçbir zaman ne kadere ne de sana isyan ettim. Gittin diye hiçbir zaman suçlamadım seni. Varlığına küfürler edip arkandan beddualar savurmadım hiçbir zaman. Gitmiştin beni “ sensiz “ bırakarak. Gitmiştin aramızda yaşananları bir kibritle zamansız yakarak. Ama gittin diye hiçbir zaman unutmadım seni. Yokluğuna inat yaşattım. Gittin diye bir ikindi vakti kefensiz satırlara gömmedim seni. Varlığın bana hiçbir zaman acı vermedi ki , gidişinle suskunluğuna gömeyim seni…Seni “ sen “ diye sevdim ben. Varlığına inat yokluğunda bile sevdim seni. Sana duyduğum sevgim bir günlük olsaydı eğer; seni “ sensizlikte “ bile yaşatmazdım ki. Seni hiçbir zaman “ acılarımın metresi ” diye sevmedim ki ben. Ben yüreğindeki sıcaklığı, tenindeki saklı baharları ve gözlerindeki ıslak gözyaşlarını sevdim. Seni hep " aldığım nefes " bildim. Yüreğime dokunduğun için, yarım bir kadını sevginle tamamladığın için sevdim seni...

 Satırlarıma son vermeden bilmen gereken bazı şeyler var. İyi dinle… Cümlelere değil kelimelere örülmüş anlamları iyi algıla.. Yokluğunda seni aradım yorgun gecenin gri sabahlarında. Dilimde birikmiş ve bir kaç cümleyi geçmeyen itirafım var. İyi dinle beni şimdi. Sensizlikte “ seni aldattım “. Yanlış duymadın. Açık açık utanmadan sıkılmadan seni aldattığımı söylüyorum. Sensizliğin soğuk gecelerinde seni aldattım. Başucumda bu imkansızlığın sevapları dururken ben seni “ günahlarınla “ aldattım sevgili. Terkedilmiş yüreğimle tövbesi oldum en masum günahlarının. Seni sensizlikte “ senin günahlarınla “ aldattım sevgili…Sen benden uzaklarda iken bensiz zamanlarda işleyeceğin her günaha kefil oldum. Körpe ve filizlenmemiş acılarını satın aldım ömür defterinden. Evet, tüm günahlarını ve bensiz yaşayacağın tüm acılarını satın aldım karşılığını “ yüreğimle “ ödeyerek.
 “ Sen bana “ bir ömür “ uzakken ben sana bir nefes kadar yakınım sevgili.
 Gelmeyeceğini bile bile”
Gün gelecek,
Adımı unutmak zorunda kalacaksın
Puslu gecenin yorgun sabahında.
Bir kibrit çakıp yaşananlara,
Tek tek yakacasın benli hatıraları
Ömür defterinin en masum günahında.
Duvarlarında asılı takvimlerden düşen
Bir gün gibi,
Ağladığında yüreğine gömülen
Bir hüzün gibi
Yavaş yavaş eriyeceğim dudaklarında.
Ben sana inat,
Yokluğuna inat,
Sen bana inat…



 Seni benden alan kadere,
Tek bir kelime etmeden
Seni içimde yaşatacağım.
Çünkü ben senin;
 “ Bedelini yüreğimle ödediğim
En masum günahındım….”


Hiç yorum yok: