19 Temmuz 2012 Perşembe

Savaşı kazanmak...

Benim gözyaşlarım ömürlüktür.
Anne karnından gelir,doğuştandır onlar..
Hiç terk etmeyecek yanım, en sıcak dokunuşlarımdır...

Ben çok gözyaşı dökerim başlangıç çizgisinden beri.
Ağlamak benim için yıkılmak değildir çünkü...
Çünkü ben gözyaşlarımı akıtırken temizlerim kalbimdeki irini.
Ruhumun  derinliklerinde yok olan hülyalı heveslerimi defnetmeden önce gözyaşlarımla hazırlarım son yolculuklarına.
Kırılmış heves değil, yok olan duyguların ihtilalindendir bu hazin sonun başlangıcı...
Ölüm kalım meselesidir kalbimdeki uyruksuz yaralar ...
Ne var olabilmiş ne ait olabilmiş...

Gözyaşlarım bir düştü mü ,
Bayrak kaldırmalı artık yüreğime prangalı tüm oklar,
Ya toplamalı valizini usulca,
ya hazırlamalı kendini  idam masasına...
korkmalı...
Gitmeli,
terk-i diyar eylemeli bu bedenden...

Zira gözyaşlarının kuruduğu sahralarda güçlenir bu minik yürek.
Büyür..
Ne ittifak kabul eder ne de ekmeğin diğer yarısını...
Kalbin şelalesinden akan son damlalar bittiğinde, güneş doğar yeniden...
Kasırgaların arasından parıltılı gün doğumlarıyla tazelenmiştir yürek...

Ufuk görünmüştür,
Mutluluk cebinde...

Ve zafer ellerinde,
açar yelkeni afakını ışıldatan sebeplere...


Peray Özdil